18 Şubat 2016 Perşembe

Çıplakmış Gibi

Son yıllarda, Avusturya ve İsviçre’de gittiğimiz otellerde spa kavramını daha çok duyar olduk. Saunalar, bir otelde olmazsa olmaz bu ülkelerde.

Saunada takılmak bana yaşlı işi gelirdi. Baran’a da şişman işi. Fakat bu ülkelerde çocuklar bile saunaya gidiyorlar. Ben de AquaDome’da gittim. Baktım ki kapılarda ‘NO textile’ yazıyor. Yani çıplak girmek mecburi. ‘Yok ya!’ Kim girer çıplak diye düşünürken, camlı bir kapı önünden geçtim; içersi tıklım tıklım dolu. Üstelik hepsi çıplak! 

‘Abov!’ Kimsenin umrunda değil. Sıkıyorsa bunu Türkiye’de yapın da neler oluyor. Millet kırmızı ruj sürüp, dar pantolon giydi diye tecavüze uğrayabilir damgası yiyor. Hatta damacana veya kedi olmak bile bazı erkeklerin libidosu için yeterli.

Neyse ben relaxation bölümünde çay içmekle yetindim o tatilde. Sonra başka bir yere gittik gene Avusturya’da. Çocuklu bir otele, ayrıntılar burada.

Çocuğun birini kayağa gönderdik, diğerini uyutup kreşe bıraktık. Karı-koca bir spa yapalım dedik. Kapıda ‘No textile’ yazmıyordu. Mayolarımızla gireriz diye düşünürken bir de baktık millet çıplak geziniyor. ‘Gene mi?!’ diye bir utançla karışık telaş aldı bizi. Yani ben senin oranı buranı görmek zorunda mıydım? Akşam gelip de yan masaya oturduğunda nasıl yemek yiyeceğim kardeşim?

Neyse, Baran dedi ki ben belime havlu sarayım. Nasıl yani? Mayonun üzerine, mayo yokmuş havası yaratmak için havlu sardı. Ben de yaparım dedim. Bikini askılarını indirip, üzerime havlu sarındım. Çıplakmış gibi yapıp milleti kandırdık. Halbuki mayomuz içimizde! Hahaha!...

Böylece gavurun sauna ve spa kültüründe ayrımcılığa uğramadan kardeş kardeş buhar banyosu yapabildik. Gösteren memnun saklayan memnun.!


Niye biz Türkler böyleyiz yahu? Herşey ayıp, günah, yasak. Bizim çocuklar iki farklı kültür içinde kalıp nasıl olacaklar kim bilir?

Hiç yorum yok: