28 Nisan 2008 Pazartesi

Salzburg Notlari

Salzburg’u masal sehir olarak duymustum baskalarindan, ve tabii bir de Mozart’in dogup yasadigi yer oldugunu biliyordum. Aksam karanliginda vardigimiz icin Old City denilen bolgeye gittik en hareketli yeri olur diye. Birkac restoran ve Irish Pub disinda acik bir yer kalmamisti. Belki turist sezonu henuz acilmadigindan ya da Nisan ayi Cuma aksami 10 sulari dahi olsa insanlar erken yatip erken kalkmayi tercih ettiklerinden. Garip ama gercek ki yerli biralarindan birini Irlanda barinda ictik.

Rahatlikla yuruyerek gezdigimiz sehirde ogle vakti olmadan, tirmanmayi secerek Salzburg Kalesi’ne cikip muthis sehir manzarasina doyduk. Asagiya funikuler aracla inip Katedral ve kiliseler arasinda, arada magazalara da bakarak gezindik. Bize biraz pahali geldi kilik kiyafet acisindan. Mozart’in evinin altindaki Italyan kafesinde guzel bir kahve icip gezimize devam ettik. Kucuk bir yer oldugundan defalarca koprulerden gecmek durumunda kaliyorsunuz. Universitats Platz’ta yerli bir pazara denk geldik. Meyve, sebze, cicekler, likorler, ekmekler, kosebasi muzikleri… Imbergstiege denilen tepeye aksam gun batiminda cikip bu kez de kaleyi izledik karsi yamacindan sehrin. Salzburg’a gidip de olmazsa olmazlardan dolayi aksam Mozart eserlerinden olusan yaklasik bir saatlik bir piyano dinletisine gittik St Peter kilisesinin avlusunda. Avusturya yemekleri de, stroganof gibi , menumuzdeydi.

Ertesi sabah Mozart’in dogdugu evi gezdik henuz kalabalik baslamadan. 5 yasinda ilk konserini verip de 35 yasinda olmesine ragmen dunya kadar eser birakmisti geriye ve omrunun 1/3’unu konser vermek amaciyla sehirden sehire giderken yolda harcamisti. Sehrin disina cikmak istedik birkac saatligine de olsa dag havasi alalim dedik. Gardan 6 nolu otobuse binip Parsch’ta indik, ve turist ofisindeki bayanin vermis oldugu yurume rotalarindan birini secip yaklasik 800m dolana dolana tirmandik. Bizim rotamiz en basit olmasina ragmen cikarken epey zorlandik ve inisimizle birlikte 4 saati buldu gezimiz. Karli daglar, yesilin her tonu agaclar, ucgen catili masal evler ve tertemiz hava yorgunlugumuza degdi. Donunce nehir kenarindaki tarihi otelin bahcesinde nehre ve aksam gunesine karsi limonatalarimizi ictik serinlemek icin. Museumplatz meydanindaki Café Republic’te muthis bir aksam yemegi yedik ve ilk gece nasil oldu da orayi bulamadik diye hayiflandik. Gorunuse gore hemen her aksam canli muzik olan oldukca popular bir mekandi.

Havaalaninin sehre yakin olmasi harika birsey. Rahatlikla ucagimiza yetistik hatta alisveris bile yaptik. (Keman sekli siseli farkli meyve likorleri aldik)

Kaldigimiz otel eski olsa da kahvalti servisi mukemmel idi. Ekmeklerinin cesitliligi ve genclerin coklugu dikkatimizi cekti. Universite sehri idi ayni zamanda. Kayda deger sayida Turk’un de Salzburg’ta olacagini dusunmemistim desem yalan olmaz… Avrupa Birligi bahane, Turkler Cinlilerden sonra her yere giden ikinci ulus olsa gerek…

8 Nisan 2008 Salı

Go to Turkey!

Summer is coming in this part of the world, and “go to Turkey ad” is being shown on telly at nights.

It’s good, I mean let’s go to Turkey. It’s warm, it’s one of the most hospitable countries, it’s sunny, it has lots of ancient places to see, it has many different dishes to taste, it has plenty of clean and stunning beaches to lie down and rest, it is turquoise, and it is the one country in the world connecting two continents and different cultures.

Let’s go to Turkey, but do not spend whole your days in the hotels all inclusive, spare a few days to explore some local restaurants & food and locality. Don’t be afraid of the people, they’re really hospitable mostly; of course a few of them could try to cheat you, but nowadays which country is safe 100% ? If you are respectful to their traditions, places and beliefs, be sure they’re going to be helpful and regardful to you, too.

If you like the beach and sea holiday, go south where you wouldn’t want to get out of turquoise coloured sea. If you want to see some history plus the others go west, where you’ll be surprised to see that such thousand years of history can still be erected. If you don’t like swimming, but love history and night life, go to Istanbul, you won’t be regretful never ever. If you prefer to stay away from hot, go north rainy, cool, mountainous and green Karadeniz, where you’d be full of drinking tea, eating nuts and seeing stunning views. If you want hot days and cool nights, but dislike seaside go to Kapadokya, where peri bacalari (fairy chimneys) are waiting for you magnificently. If you want to have a gastro holiday, don’t miss Gaziantep, where you’ll find the best kebabs and baklava in the world.

Have a go, if you haven’t before… Go again; surely you missed some of them…