14 Mart 2016 Pazartesi

CAN GÜVENLİĞİM YOK, EVİMDEN ÇIKMIYORUM!



CAN GÜVENLİĞİM YOK, EVİMDEN ÇIKMIYORUM!

Kilometrelerce, şehirlerce ötedeyiz Ankara’da yine patlayan bir bombadan. Duyunca irikiliyoruz. Ben ve ailem iyi, ya Ankara’daki tanıdıklar, arkadaşlarım, onların çocukları? Her birinden haber almaya çalışıyoruz. Ferahlıyoruz. Sonra orada ölen, şimdilik sayısı 28 olan, masum insanları düşünüyoruz. Ailelerine, evlerine bir ateş düştü bu gece. Bir daha hayatları asla aynı olmayacak! Ferahladığımız için utanıyoruz.

Üç kişi biraraya gelse, saçından başından sürükleyip hapse atan polis, (askerin a-sı bile yıllardır gündemde olmadığından polisi muhatap alıyorum) bu patlamalarda nedense hiç ortada yok. Patlayan bombaları, doğudaki olayları, hükümeti istifaya çağıran yüzlercemiz biraraya gelmek istesek bu kez de ya canlı bomba hazır balık istifi toplanmış bu topluluğu havaya uçurursa korkumuz var artık. Ülkede istihbarat yok, Mit yok, sorumlu yok, olanlar hep kader… 

Adam küçücük çocukların orasını burasını elliyor, sıkıştırıyor. Fırsat buldu mu geceleri tek başına yürüyen kızlara tecavüz ediyor. Evde karısını dövüyor. İş için rüşvet veriyor. Ergenliğe girdiğinden beri kendi öz kızına yan gözle baktığı oluyor. Dükkanın camına top atan çocukları dövüyor, hatta öldüresiye dövüyor ve hatta öldürüyor. Karşı takımın maçı kazanmasına illet oluyor, yol kesiyor, koca koca adamlara silah çekiyor, belki de yaralıyor ya da öldürüyor. Hayatı boyunca ne kendine ne kimseye faydası olmamış! Sonra tesadüfen bombanın patladığı meydandan geçiyor. Ölüyor! ‘Kader. Şehit oldular’ deniyor. Sen her yaşarken her haltı ye, öl, şehit ol, cennete git! Buna kim inanır? Evet, onların %50’si inanır...

Türkiye’nin en büyük şehirlerinde, en önemli meyadanlarında son aylarda onlarca insanı öldüren, yüzlercesini yaralayan bombalar patlıyor. Türkiye artık ‘olağanüstü bölge’. İnanmıyorsanız, internetten yabancı gazeteleri okuyun.

Madem toplanıp boykot etme hakkımız yok, hakkımız olsa da korkumuz var o zaman biz de evden çıkmayalım. Can güvenliğim yok, ya işe giderken metroda bomba patlarsa? Pazardan alış veriş yaparken havaya uçarsak? Çocukları okula götürürken geçtiğimiz meydanda canlı bomba varsa? Havaalanı, otogar hep kalabalık yerler ya birşey olursa? Türk milletinin psikolojisi budur artık.

Madem bu ülkede can güvenliğimiz yok o zaman biz de evden çıkmayalım. Boykotumuzu o gün işe gitmeyerek, evde kalarak, 1 Türk Lirası bile harcamayarak yapalım. Çocuklar okula gitmesin o gün. Dükkanın kepengi kalkmasın. Restoranlar kapalı kalsın. Yemeğini evde yesin herkes o gün. Otobüs durağa gelmesin. Fırıncı ekmek pişirmesin. Gazete çıkmasın. Taksici o gün çalışmasın tıpkı bankacı gibi. Kimse arabasına binmesin, evde otursun herkes o gün. Çünkü ülkede olağanüstü hal var. Bombalar patlıyor yanı başımızda.

Soyulup dımdıslak kalmış ekonomi bakalım bizsiz nasıl olacak? Sen bana akşam evime, çocuklarıma sağ salim kavuşacağım sözünü veremiyorsan, bunu sağlayamıyorsan o zaman ben de dışarıya çıkmıyorum. Ha, bırakın onların %50 çıksın dışarı. O kafayla ne iş yapıyorlar, o da ortaya çıksın. Bu ülkeyi aklı başında, okumuş, Atatürkçü, çalışkan insanlar mı yoksa rüşvetçi, günün çoğunu camideyim diye geçiren, şakşakçı toplayan, boş atıp boş tutan insanlar mı geçindiriyor? O da çıkar ortaya böylelikle...

D. Özgül

14/03/2016

Hiç yorum yok: