Yaz da yoldayken, kiyafetler degismeye baslamisken, ilik havalarda pufur pufur incecik elbiseler, gomlekler, sortlar, etekler... Ne de guzel su yaz!
Londra yazi bir haftadir sehiri kasip kavuruyor. Ogle tatillerine yemege parka kosturuyoruz is yerindekilerle. Parkta kimler mi var? Cogu ogle tatilinde olan calisanlar, cocugu-kopegi olanlar, bikini-mayosunu kapip gelenler. Cimlerde bos yer bulmak imkansiz ne hafta ici sehrin gobeginde, ne hafta sonu sehir disinda.
Bugun yemek yerken bir Fransiz arkadas yaninda oturan birinden kokuyor diye bahsetti. Sicaklar geldi ya, dedim. Kokan kisi icin, ise gelirken de epey bir yuruyormus yolda dedim. Hani bizde de otobuse binersin kokudan duramazsin, is yerinde 5 kisiden ikisi kokar falan, masumane savunmaya gectim. Polonyali kizlar atladi lafa, "Ne demek sicak, ne demek yuruyor ise, bunlar bahane degil kokmak icin" dediler. Ben de dogru haklisiniz da hergun mu kokuyor dedim, Bu sefer de "ya bazi insanlar haftada bir dus aliyormus gercekten varmis boyle insanlar, bu da oyledir belki" dediler. Tabii bu bizim de millet olarak 2 gunde bir dus alma huyumuz olmadigini aklima getirdi, utandim sustum... Ingilizlerden biri demez mi, benim eski isyerimde biri boyle kokuyordu. Sikayet ettik, bir haftada bahane bulup isten cikardilar" diye. Vay be dedim. Acaba egitim boyle mi olmali. Belki de medeniyetin anahtari bu.
O insan ter kokarak etrafindakileri rahatsiz edemez, ederse cezasi var: toplum disina atilir. O insan sehirde is muhitinde bir parkta bikinisini rahatca giyer ve etrafindakiler onu rahatsiz edemez, ederse cezasi var: toplum disina atilir. O insan sigarasini yakip dumaniyla baskalarini rahatsiz edemez, ederse toplum disina atilir. Cezayi veren kim? Toplum. Medeniyet bu demek ki, cezayi devletin onun bunun vermesi degil, toplumun kendisinin vermesi. En guzel ceza bu olsa gerek. Tabii o toplumun da sesinin cikmasi gerek!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder