07/07/09
Ingiltere'de yaz... Yaz dediysem, summer doesn't mean yaz. Yaz denince akla gelen min 25 derece hava sicakligi, yazliklarin cikartilip kisliklarin, ceketlerin kutulanmasi, 5-10 dakikayi gecmeyen yaz yagmurlari, askililar, sortlar, elbiseler, terlikler...Hem de 3 ay boyunca.
Summer ise bambaska bir sey; her an degisebilen hava sicakligi, cizme ustu askililar ya da palto alti terlikler, yorganli geceler, bir gun 27 derece sicaklardan ertesi gunu 17 derece yagmur ve hatta muhtesem thunder'lara...
Thunder sozluk anlami; the sudden loud noise which comes from the sky especially during a storm. Halbuki tandir ne de guzel birseydir ki yemeye doyamazsin. Doymussundur ama gene de yemek istersin hele de gurbette yasayip her an yeme luksun yoksa...
Ingiltere, her daim yesil olmasini, guzel ve alabildigince genis cayirlarini, neredeyse her kose basinda bulunan parklarini, her bolgede bulabileceginiz wood'larini elbette yazlarini serin ve yagmurlu gecirmesine borclu. Guzel Turkiye'min col sicaklarinda kavrulan topraklarda elbette agac bulamayiz; hele dogal yanginlarin yani sira tarla / bahce / villa / otel isteyenlerin baslattigi yanginlar oldugu surece imkansiz...
Ingiltere'de her ofis AC bulundurmak zorunda olmadigi halde, son serinlik derecesinde ufletirler klimalarini. Disarida havayi guzel bulup tisort bile giyseniz, icerde ceket, kazak her turlu kislik kiyafet rahatlikla giyilmekte. Yazlik - kislik ayrimi yoktur bu guzel ulkede iste bu nedenle.
Iyi yazlar herkese.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder