25 Mayıs 2015 Pazartesi

Frau* : İsviçreli Yağmur Sevmez

Mayıs'ın son Pazartesi günü bazı dini sebeplerden ötürü İsviçre'de tatildi. Cuma, Cumartesi, Pazar derken Pazartesi de tatil olunca artık tüm aile bireyleri birbirinden kusar hale geldik. Yok, Alaz hariç. Beliz ise sürekli kustu, kesin ondan!

Neyse...

Epeydir her Pazartesi akşamı, çocukları babaya bırakıp - Beliz'i uyutup - yürüyüşe çıkıyordum. Fakat bu akşam işler uzadı. Yemeğe oturmamız 7'yi geçti; ben Beliz'i yıkayıp uyuturken, yemek hazırlamak babaya kalmıştı. Yemekte şarap yanına İtalyan Taleggio peyniri çıkardık, Alaz sahte doğumgünü yaşadı hediye açtı falan derken 8'de hala sofradaydık. 'Benim spor da kaynadı' dedim. 'Git' dedi eşim. 'Yağmur yağıyor, hava kararmaya başlamış, hala yemekteyiz, şarap içtik' derken bahanem çoktu. Neyse...

Yemek sonunda çöp çektik kim Alaz kim mutfak diye. Bana mutfak çıktı. Sevinsem mi üzülsem mi? derken... 'Yürüyüşe gidersen mutfağı da toplarım' dedi eşim. Neooğ! 30 saniye içinde kapının önünde hazırdım. Blöfünü görünce şaşırdı tabii... Ummamıştı bence.

Yağmur çiseliyordu ben göl kıyısında indiğimde. Caddeden birkaç araba geçti, insan namına kimse yoktu. Ördekler bile kıyıya çıkmış, birbirine sokulmuş uyuyordu. Az ilerde durmuş göle bakan yaşlı bir adam vardı 5. dakika sonunda. Çorap üzerine Crocs terlik giymişti, dikkatimi çekti. Yanından hızla geçip yürüdüm. Hava gittikçe ve hızla kararıyordu. Göl kıyısından ara sokaklara saptım dönüşe geçince. Genelde aynı yoldan yürümeyi sevmem. Yağmur da şakır şakır olmaya başladı.

Evlerin arasında, ıssız ıssız ilerlerken başıma bir iş gelse kimse yarın sabaha dek beni farketmez diyordum içimden. 30. dakikada artık eve yakın tanıdık sokaklardayken bir baktım karşıdan bir adam geliyor. Oh be! İkinci insanı da gördüm nihayet derken, yaklaştı ve yaklaştı. Bir de baktım benim Crocs'lu amca. Haha, dedim güldüm kendime çok.

Yağmurda ıslanırken sevindim birden. Hep çocuklar olurdu yanımda ve aceleyle kaçmak gerekirdi yağmurdan ıslanmayalım diye. İlk kez keyifle yürüdüm ve aklıma Kumdan Kaleler'in şarkısı geldi nedense;
'Yeter ki sen son bir defa özgürlükten bahset bana...
Yeter ki sen son bir defa gör kendini gözlerinle...'


* Frau, Almanca'da kadın demek ve bana gelen tüm mektuplarda Frau yazıyor...