Gelelim benim için neler yaptıklarıma...
Ben yazıyorum. Bu konuda eğitim almadım. Ortaokul ve lisede kazandığım kompozisyon yarışmaları var elimde sadece.
Kendi bloglarım için yazarken, şimdi başka bloglar, internet siteleri, dergiler için de yazılarım isteniyor. Alternatif Anne Top 10 yazar kadrosundayım. Sırtçantalılar portalında yazılarım var. Uykusuz Anneler için de yazdım. Bunlar kendi bloglarım hariç düzenli yazdığım yerler.
Arada bir başka bloglara misafir oluyorum. Bazen gazeteden bir yazı teklifi geliyor, bazen bir derginin bir köşesinde önerilerim oluyor.
Amacım yazar olmak mı bir gün? İsterim elbet... Kalıcı bir eser bırakmak için. Ne kadar eser olur bilmiyorum, ne kadar okunurum onu da bilmiyorum; ama şöyle kafamı toparlayıp yazmak da yazmak isterim ta ki bıkana dek.
10 Haziran 2014 Salı
6 Haziran 2014 Cuma
Benim Bloglarım!
Sözde bu blog sadece benimdi. Görüyorum ki, hiçbir şey yazmaya fırsatım olmuyor.
Gezgin Anne, oğlumdan geriye kalan çoğu özgür vaktimi elimden alıyor. Hamileliklerimi, oğlumun gelişimini yazdığım diğer blogu ise en az ayda bir güncellemeye çalışıyorum. Gezgin macerasını ilk yazdığım yazılarımın bulunduğu bloga ise epey oldu dokunmayalı. Sözde buna oğlumu yazmayacağım, benim için burası özgür alan kalsın diye başladı gezgin anne. Şimdi utanarak yazıyorum kendime hiç mi zaman harcamamışım?
Geçende okudum bir blog yazarı yazmış, hamile kaldığında demiş ki bir hocası, çocuk olduktan sonra karı koca olmak kolay unutulur. Biz kavramı geri plana atılır. Asıl önemlisi özellikle de ben kısmıdır geri plana atılan daima.
Öyle oluyormuş gerçekten, insan başına gelince anlıyor. En önemli merkezde olan ben, etrafımdaki herkesin hayatını döndüren ben unutuluyor. 34 yaşımda hayatıma giren küçük insan sayesinde son 3 senemin nasıl geçtiğini farketmedim bile.
Ben, şu an tekrar hamileyim örneğin. 17 haftalık iki numaralı bebeğim. İlki meydanda cirit attığı için o da kolay unutuluyor. Belki de düşünülecek öyle çok var ki insan durup kendini dinleyip kendini düşünemiyor. Hayat ise acımasızca geçip gidiyor...
Gezgin Anne, oğlumdan geriye kalan çoğu özgür vaktimi elimden alıyor. Hamileliklerimi, oğlumun gelişimini yazdığım diğer blogu ise en az ayda bir güncellemeye çalışıyorum. Gezgin macerasını ilk yazdığım yazılarımın bulunduğu bloga ise epey oldu dokunmayalı. Sözde buna oğlumu yazmayacağım, benim için burası özgür alan kalsın diye başladı gezgin anne. Şimdi utanarak yazıyorum kendime hiç mi zaman harcamamışım?
Geçende okudum bir blog yazarı yazmış, hamile kaldığında demiş ki bir hocası, çocuk olduktan sonra karı koca olmak kolay unutulur. Biz kavramı geri plana atılır. Asıl önemlisi özellikle de ben kısmıdır geri plana atılan daima.
Öyle oluyormuş gerçekten, insan başına gelince anlıyor. En önemli merkezde olan ben, etrafımdaki herkesin hayatını döndüren ben unutuluyor. 34 yaşımda hayatıma giren küçük insan sayesinde son 3 senemin nasıl geçtiğini farketmedim bile.
Ben, şu an tekrar hamileyim örneğin. 17 haftalık iki numaralı bebeğim. İlki meydanda cirit attığı için o da kolay unutuluyor. Belki de düşünülecek öyle çok var ki insan durup kendini dinleyip kendini düşünemiyor. Hayat ise acımasızca geçip gidiyor...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)