12 Temmuz 2009 Pazar

Ingiltere Gunlukleri _ Butce

12/07/2009

Bugunun konusu butce... Ingilizler butcelerini cok iyi bilirler. Ornegin markete gittiklerinde 2 domates, 1 sogan, bir paket makarna alip eve gidip o aksamin yemegini hazirlarlar. Yok canim filmlerde gormuyor muyuz kocaman alisveris arabalarini agzina kadar dolu dediniz degil mi? Onlar Amerikan filmleri, yanildiniz iste... Turkiye'min pazar insani bizler domatesi 2 kg'dan sogani 5 kg'dan az aldik mi utaniriz; elalemin gozune bakamayiz. Sonra o guzelim sebzeler meyveler dolapta yenmez, bekler ve nihayetinde cope gider. Yazik, israf...

Halbuki Ingiliz insani alir bir parca somonunu, 1 limonu, kucuk de bir ekmek; gider bir guzel aluminyum folyaya koyar baligini, tuz-biber eker, 1-2 dal maydonoz veya nane, az da limon sikar zeytinyagi ile birlikte. Sarar bir guzel folyoyu atar firina; 10 dakkada hazir yemegi isten sonra. Yanina da bir dilim ekmek, bir bardak da sarap. Oh bundan iyisi samda kayisi...

Peki ya Turk insani? Haftalik pazar alisverisi, aylik market alisverisi derken buzdolabinda bir yarim limona yer yoktur; annemden bilirim. Sonra da bir bakar gunler sonra dolap icinde bosluklar olusunca hep altta kalanlar ezilmis, buzulmus ve tabii bozulmus... Haydi cope...

Simdi isin diger yanina gelince, lezzet, tat ve doyum. Bu kisim guzel. Ingiliz insani da tatillerde Turkiye'ye kosar, anlata anlata bitiremez yemeklerin cesitliligini, sebzelerin tazeligini, tatlarini. Tabii bizler masa dolu olmadi mi psikolojik olarak doymayiz, 3 cesit gorecegiz masada en az. Yemekten sonra tv karsisinda meyvemiz, cayimiz, cerezimiz, gunumuz de vardiysa o gun pasta boregimiz olmazsa olmaz. Ye ye sonra yat uyu; uyuyabilir miyiz, asla... Mide yanmalari, karinda sislikler, saga-sola donmeler, kalkip soda icmeler vs vs... Ya Ingiliz insani, hafif yemegi, az da alkoluyle deliksiz bir uyku ceker normal hayatinda; tatillerde demedim ama :)

Butcesini bilen sagligini da biliyor zaman zaman... Ne demis NHS (National Health Service) yani bizdeki SSK, tatile git; ye, ic, ne halt edersen et ki orda basina ne gelirse gelsin ben bilmeyeyim; ama burda yemene, icmene, sporuna dikkat et ki, basima is cikarma...

Iyi alisverisler...

8 Temmuz 2009 Çarşamba

Ingiltere Gunlukleri _ Yaz

07/07/09

Ingiltere'de yaz... Yaz dediysem, summer doesn't mean yaz. Yaz denince akla gelen min 25 derece hava sicakligi, yazliklarin cikartilip kisliklarin, ceketlerin kutulanmasi, 5-10 dakikayi gecmeyen yaz yagmurlari, askililar, sortlar, elbiseler, terlikler...Hem de 3 ay boyunca.
Summer ise bambaska bir sey; her an degisebilen hava sicakligi, cizme ustu askililar ya da palto alti terlikler, yorganli geceler, bir gun 27 derece sicaklardan ertesi gunu 17 derece yagmur ve hatta muhtesem thunder'lara...

Thunder sozluk anlami; the sudden loud noise which comes from the sky especially during a storm. Halbuki tandir ne de guzel birseydir ki yemeye doyamazsin. Doymussundur ama gene de yemek istersin hele de gurbette yasayip her an yeme luksun yoksa...

Ingiltere, her daim yesil olmasini, guzel ve alabildigince genis cayirlarini, neredeyse her kose basinda bulunan parklarini, her bolgede bulabileceginiz wood'larini elbette yazlarini serin ve yagmurlu gecirmesine borclu. Guzel Turkiye'min col sicaklarinda kavrulan topraklarda elbette agac bulamayiz; hele dogal yanginlarin yani sira tarla / bahce / villa / otel isteyenlerin baslattigi yanginlar oldugu surece imkansiz...

Ingiltere'de her ofis AC bulundurmak zorunda olmadigi halde, son serinlik derecesinde ufletirler klimalarini. Disarida havayi guzel bulup tisort bile giyseniz, icerde ceket, kazak her turlu kislik kiyafet rahatlikla giyilmekte. Yazlik - kislik ayrimi yoktur bu guzel ulkede iste bu nedenle.

Iyi yazlar herkese.